Genç Motokurye Mertcan Kuru’dan Mucize Kurtuluş: Bağırsak Kanseri Riski Endoskopik Yöntemle Ortadan Kaldırıldı
İstanbul’da yaşayan ve aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Coğrafya Bölümü’nde 3. sınıf öğrencisi olan 28 yaşındaki Mertcan Kuru, rutin bir sağlık kontrolü sırasında karşılaştığı potansiyel bir tehlikeyi büyük bir başarıyla atlattı. Acıbadem Kent Hastanesi’nde gerçekleştirilen endoskopik müdahale sayesinde, bağırsağında tespit edilen ve ileride bağırsak kanseri riski taşıyan kanserojen poliplerden cerrahi operasyon geçirmeden kurtuldu. Bu gelişme, modern tıbbın sunduğu imkanlar sayesinde hastaların hayat kalitesinin nasıl artırılabileceğinin önemli bir örneğini teşkil ediyor.
Erken Teşhis ve Endoskopik Müdahale Hayat Kurtardı
Mertcan Kuru, şiddetli karın ağrısı ve pankreas iltihabı şikayetleri üzerine hastaneye başvurdu. Yapılan detaylı incelemelerde, Kuru’nun on iki parmak bağırsağında geniş tabanlı polipler olduğu belirlendi. Durumun ciddiyeti göz önüne alınarak onkoloji konseyinde değerlendirilen poliplerin çıkarılması kararı alındı. Acıbadem Kent Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Serdar Sakin, hastanın durumu için cerrahi bir operasyon yerine, daha az invaziv ve daha hızlı iyileşme süreci sunan endoskopik yöntemin uygun olacağını belirtti.
Prof. Dr. Sakin ve Prof. Dr. Ferdane Pirinççi Sapmaz tarafından titizlikle gerçekleştirilen 4,5 saatlik operasyon sonucunda, poliplerin tamamı başarıyla çıkarıldı. Bu sayede genç motokurye, pankreas, on iki parmak bağırsağı ve midenin bir kısmının alınmasını gerektirebilecek büyük ve riskli bir ameliyattan kurtulmuş oldu. İşlem sonrası hızla iyileşme gösteren Kuru, operasyondan sadece bir gün sonra normal beslenmesine dönebildi ve kısa süre içinde günlük hayatına, işine geri döndü.
‘Üçüncü Boşluk Endoskopisi’ ile Ameliyatsız Tedavi Mümkün
Prof. Dr. Yusuf Serdar Sakin, bu tür erken evre mide ve bağırsak lezyonlarının, endoskopik cihazlardaki teknolojik ilerlemeler sayesinde artık ameliyatsız olarak tedavi edilebildiğini vurguladı. \”Üçüncü boşluk endoskopisi\” olarak da adlandırılan bu yöntemin, kanserleşme potansiyeli taşıyan lezyonların cerrahi müdahaleye gerek kalmadan çıkarılmasına olanak tanıdığını belirtti. Kuru’nun tedavisinde de bu yöntemin başarıyla uygulandığını ekleyen Sakin, patolojik incelemelerde kanser öncülü hücrelerin tespit edildiğini ve çıkarılan poliplerin takibinin devam ettiğini ifade etti. Bu durum, erken teşhisin ve doğru tedavi yönteminin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
45 Yaş Üzeri Herkes İçin Kolonoskopi Tarama Uyarısı
Prof. Dr. Sakin, mide-bağırsak sistemiyle ilgili herhangi bir şikayet durumunda vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulması gerektiğini hatırlattı. Özellikle 45 yaşından itibaren, herhangi bir şikayet olmasa dahi düzenli kolonoskopi taramasının yapılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. Kalın bağırsak kanserinin dünyada en sık görülen ve ölüme neden olan kanser türlerinden biri olduğunu belirten Sakin, bu kanserin önlenebilir bir kanser türü olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, dünya genelinde her yıl yaklaşık 2 milyon kişinin bağırsak kanseri tanısı aldığını ve 903 bin kişinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini dile getirdi. Türkiye’de ise her yıl 20 binden fazla yeni kolon kanseri vakası teşhis edildiğini ancak erken tarama ve teşhis ile bu oranların düşürülebileceğini belirtti. Ayrıca, günümüzde endoskopi ve kolonoskopi işlemlerinin artık anestezi altında gerçekleştirildiği için hastalar için daha konforlu hale geldiğini de ekledi.
“Kendimi Yeniden Doğmuş Gibi Hissediyorum”
Sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Mertcan Kuru, yaşadığı süreci ve ameliyatsız tedavi imkanını değerlendirdi. Şiddetli ağrılar çektiği bir dönemden sonra, böylesine etkili bir tedavi yöntemiyle sağlığına kavuşmanın kendisini son derece rahatlattığını ifade etti. Kuru, \”Çektiğim onca ağrıdan sonra kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Kısa sürede işime ve normal hayatıma döndüm. Doktorlarıma minnettarım.\” şeklinde konuştu. Bu olay, genç yaşta da karşılaşılabilen ciddi sağlık sorunlarına karşı erken teşhisin ve modern tıbbın sunduğu imkanların ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gösterdi.
